Search This Blog

Wednesday, May 29, 2013

Sizin İçin Daha Ne Yapabilirim?


            Bu soruyu çok sordunuz değil mi insanlara, özellikle de karşı cinse, hiç bir zaman adam gibi bir cevapta alamadınız ama, çünkü bunun bir cevabı yok. İnsanız hepimiz, ayni ham madde farklı DNA. Sadece %1 fark, nelere sebep oluyor. Sevinçler, mutluluklar, üzüntüler, depresyonlar ve daha niceleri.


          Sizi anlamak imkansız baylar... Dediklerinizi duyar gibiyim; sanki sizi anlamak çok kolay. Evet, değil belki, ama günümüzde hislerini kaybetmiş, elindeki Android telefondan ya da I-Phone dan farksız olmayan, komutla çalışan yüzlerce erkek dolanıyor etrafta. Sizce de bu değişim ya da bu mutasyon doğal mi? Sizdeki bu umursamazlık, kadını da etkiler oldu farkında olmadan. 

            Ne güzel demiş zamanında Aziz Nesin, Bir Kadını Ağlatmak yazısında, "Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyor dur. Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır. Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır. Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır. O da kim, ne diye sormayın artık. Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!" 

           Bir bayan olarak bu satırları okuyorsanız bir anda durdunuz ve ONU(!) düşündünüz değil mi? Yapmayıçünkü onlar bu satırları okumadılar bile, başına bakıp aman deyip kestirip attılar bile.. Kadınların, ekonomik güçlerini elde ettikleri, hem ev hanimi, hem is kadını hem de anne olmayı başarabildikleri bu dünya da sizce de onlara fazla değer vermediniz mi?

         Simdi derin bir nefes alin ve en derindeki yaraları kökünden söküp atin. Size hiç bir faydası olmayacak, canınızı yakacak her şeyden uzak durun. 

         İlla bir şeyleri sevmek ise derdiniz, önce kendinizden başlayın.


Thursday, March 22, 2012

Birazda yiyelim..





            Amerika'da yasamaya calismak ile yasamak arasindaki farki yemek secebildikten ayirt ettim ve cok net anladim ki eger yasadiginiz yerin mutfagini seviyorsaniz hayat daha bir kolay. Birde Amerika gibi cok uluslu bir devlette yasiyorsaniz.

              Dunya mutfaklarini kesvetmeye Meksika ile basladim cunku klasik Amerikan usulu kalin hamburger ve patates benim icin cokta tin.. Farki mutfaklar denemek isterseniz Meksika ilk tercih olmali, ickisi, baharati, pisirme sekli ve daha bir cok seyi bizim Turk mutfagini andirabiliyor. Bazen aci isini abartiyo olsalar bile mutfak sahane.

             Ben ki tipik bir Turk kadini, annemden sunu ogrendim; sofradan eti, yemekten salcayi asla eksik tutmicaksin.. Buda tabiki Meksika mutfaginda mevcut. Hele safranli bir pilavlari var ki, ne siz sorun ne de ben soyliyim.. Denenmesi sart olan bir sey o :D Bakin tanimlayamiyorum bile :D

           Her neyse uzun lafin kisasi, buralara geldigim ilk zamanlar kokuyo deyip burun kivirdigim her seye alisir oldum. Bu insanin bir duruma adapte olmasi midir, yoksa umursamaz takilmasi midir?

               Ben cozemedim aciklamak isteyen varsa da keyifle dinerim..

              Biraz feminizim de olsa yazimin icinde Amerika Seyir Defterimle artik sizinleyim :)

Thursday, January 12, 2012

Olumunun 22. yilinda seni unutmadik Cemal Sureya!


              Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.

              Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.

              Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.

             Kadın susarak gider!

             En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.

CEMAL SÜREYA

Muzigi iskenceye cevirme bicimi...

Eurovision’a Bonomo gidiyor, banane! Ortada daha cirkin iddalar var. Bu Eurovision dalgasi amatorlerin yaristigi ayni zamanda da ulkelerin yaristigi bir olay degil miydi? Yoksa buna da mi siyaset karisti! Hadise'den sonra neden hep kaba saba erkek gruplari gitti.. Dikkatinizi cekerim yillardir bir kez birincilik aldik oda Sertap Erener'di sanki (!). Vatanim, vatanimin degerli vatandaslari gene bir sansur, gene bir RTUK ve sansasyon yaratip "Kadin gidince seksi oluyor, icimiz hos oluyor" tarzi dangalakliklari yaptigi icin boyle oluyor.


Birakin kadinlarimizi da gitsinler, erkeklerden daha estetik dusunebiliyolar. Tabi bide onlerinde engel olmamali. Bakiniz Tansu Ciller hep ne derdi "Ya olucak ya olucak"... Eeee nerde? Gene adi yok kadinimizin. Bonomu istedigini istedigi sekilde yapabilicek mi? Sibel Tuzun'e neler yaptilar ne cabuk unuttuk biz bunlari. Semiha Yanki'ya basma elbise giydirip cikarmadilar mi? 


Turk milleti kadinina, sanatcisina, emekcisine sahip cikmadigi surece biz daha neler gorucez kim bilir. O yuzden Can Bonomo'ya hic yuklenmeyelim. Gelicek yil Suheyl ve Behsat Uygur kardesler bile dusunulebilir. Hazir olalim.

Thursday, October 13, 2011

Siddetli Kinama

            Ozellikle kadinin oneminin arttigi son donemler hani su haberturk meselesinden sonra dehsete, vahsete karsi bir toplum olustu. Bundan seneler once bir kadin kocasi tarafindan otobus duraginda bicaklanarak oldurulmustu. Gene Turk Milleti hop oturup, hop kalkmadi mi? Sonra her yer sut liman oldu. Kimsenin sesi solugu cikmadi herkes kabuguna cekildi. Eeee, yillar sonra gene kanli goruntuler ortaya cikinca mi kadinin adi anildi? 
           Duygu Asena'nin super bir kitab vardi "Aslinda kadinin adi yok" diye. Kac kisi okudu o kitabi... Cok azdir eminim. Bir okumakta fayda var, o kadin neden feminist oldu bir dusunmek lazim. Ben kadina siddeti dogru bulmuyorum kesinlikle ama bu maalesef guclunun gucsuze dis gecirme olayi kadar basit. Erkekler kendi aralarinda bile siddete maruz kaliyorlarken, kadina mi siddet uygulamicaklar? Dusunmek bile komik. Kadinin adi yok derken gercektende hakliydi Duygu Asena...
           Haberturk vahsetini twitterdan, facebooktan ve daha bir cok sosyal paylasim sitesinden boykot ettik sonra 2 gun icinde gundem degisti. Benim milletim neden herseyi bu kadar cabuk unutuyo? Kim bilir kac kadin su anda sicacik yuvalarinda huzur ararken cehennemi yasiyor. Benim tuzum kuru, yabanci bi ulkede kiz basima kendi hayat kavgami veriyorum sevgilim, karisanim yok ama Turkiye Cumhuriyeti icinde yasayan bir suru kadin bu duruma maruz kaldi, kaliyor ve kalacak....